Kitap Yorumları, Alıntılar ve Daha Fazlası...

27 Mar 2018

I Miss You | DİZİ YORUMU (SPOİLER İÇERİR)



15 yaşındaki Soo-Yeon (Kim So-Hyun) babası bir katil olduğu için okuldakiler ona kötü davranır. Ancak Soo-Yeon'un her zaman onu okuldaki çocuklardan koruyan Jung-Woo (Yeo Jin-Goo) adında bir arkadaşı vardır. Soo-Yeon ve Jung-Woo birbirlerini sevmektedirler ama bir kaza sonucu birbirlerinden ayrılmak zorunda kalırlar. İkisi birer yetişkin olduklarında kader bir gün onları bir araya getirir.


Artık Jung-Woo (Park Yoo-Chun) bir dedektiftir ve kalbinde bir yerde hep ilk aşkını taşımıştır. Soo-Yeon (Yoon Eun-Hye) ise artık parlak bir kişiliğe sahip olan çaylak bir moda tasarımcısıdır. Ancak hala içinde duygusal izleri taşımaktadır.




Park Yoo-Chun dizide, ağır suçlar takımında dedektif olarak görev alan 29 yaşındaki Han Jung-Woo karakterini canlandırmaktadır. Onun takama adı "Çılgın Tavşan"dır. Onun karakteri varlıklı bir aileden gelmektedir ve Han Tae-Joon'un (Han Jin-Hee) oğludur.

Yoon Eun-Hye dizide, 29 yaşındaki bir moda tasarımcısı olan Lee Soo-Yeon karakterini canlandırmaktadır. Onun karakteri fakir bir aileden gelmektedir ve babası bir suçludur.

Yoo Seung-Ho dizide, 26 yaşındaki bir kişisel varlık yöneticisi olan Kang Hyung-Joon karakterini canlandırmaktadır. Onun karakteri, sıcak ve hoş görünümlü olan Soo-Yeon'un (Yoon Eun-Hye) sevgilisidir. O, Jung-Woo'da (Park Yoo-Chun) intikam almaya çalışmaktadır.


Jang Mi In Nae dizide, 29 yaşındaki bir karikatürist olan Kim Eun-Joo karakterini canlandırmaktadır.


Ülke: Güney Kore
Dil: Korece
Bilinen Adı: Missing You
Diğer Bilinen Adı: I Miss You
Tür: Romantik, Melodrama
Bölüm: 20
Yayın Kanalı: MBC


YORUMUM


i miss you korean drama ile ilgili görsel sonucu



I Miss You, benim Kore'ye aşık olma sebebim. İlk izlediğim Kore dizisi ve sabahın köründe işe gidecek olmama rağmen, sırf diziyi bir an önce bitirebilmek adına sürekli izliyordum. Başından sonuna kadar öyle bir olay kurgusu yaratmışlar ki, resmen insan bağımlısı oluyor. Zaten Kore dizilerinin çoğu da böyle.

Şimdi diziden kısaca bahsetmem gerekirse, bir aşk üçgenini konu alıyor. 

Başrollerimizden Han Jung-Woo (gerçek adı ile Park Yoo-Chun) zengin bir ailenin çocuğudur. Bir gün okula giderken Lee Soo-Yeon'un şiddete maruz kaldığını görür ve içi acır. Kısa sürede onunla tanışır ve güzel bir arkadaşlık kurarlar. 


Günün birinde Lee Soo-Yeon ile Han Jung-Woo kaçırılır. Lee Soo-Yeun, kaçırılan adamlar tarafından tecavüze uğrar. Oradan bir şekilde kurtulup da Han Jung-Woo'nun babasından kaçan büyük babası ve yanındaki kadın tarafından fark edilir. Araca alınır. 

i miss you korean drama ile ilgili görsel sonucuAradan uzunca zaman geçer. Han Jung-Woo, büyümüş ve Dedektif olmuştur. Lee Soo-Yeun'un yaşadığına dair umudunu hiç kesmez ve onu aramaya devam eder. Nede olsa onun ilk aşkıdır. Kim ilk aşkını unutabilmiştir ki?

İşlenen cinayetler, alınan ifadeler yavaş yavaş Han Jung-Woo'yu Lee Soo-Yeun'a götürür. Genç kadında gördüğü bazı davranışlar, onun Lee Soo-Yeun olduğunu düşünmesine sebep olur. Genç kız bunu reddeder. 

Lee Soo-Yeun, moda tasarımcısıdır. Han Jung-Woo'nun Amcası Kang Hyeong-Joon ile nişanlanmıştır. Evleneceklerdir. 

Hemen şu Han Jung-Woo'nun Amcası Kang Hyeong-Joon olayına da değinmek istiyorum. Han Jung-Woo'nun dedesinin geçirmiş olduğu bir evlilikten doğan çocuğudur Kang Hyeong-Joon. Han Jung-Woo'dan birkaç yaş küçüktür. Baş rolümüz bunu bilmemektedir. Amcasını olduğunu çok sonraları öğrenir. 


Kang Hyung-joon ile ilgili görsel sonucuBir gün verilen bir yemekte (umarım doğru hatırlıyorumdur) Han Jung-Woo, Lee Soo-Yeun ve Kang Hyeong-Joon bir araya gelirler. Orada Han Jung-Woo'nun babası da vardır. Babası çok kötü bir adamdır ve Han Jung-Woo ile arası hiçbir zaman iyi olmamıştır.
Genç adam, karşısındaki kişinin - o zaman farklı bir isim kullanmaktadır- Lee Soo-Yeun, olduğunu bilmektedir. Genç kız ile konuşurken ona Nasıl göründüğüne dair bir soru sorar. Genç kız yanından uzaklaşmak isterken önünü keser. Yine sorularıyla genç kızın kaçamak bakışlarla yere bakınmasına sebep olur. 

Genç kız, Han Jung-Woo cep telefonuna bakarken fırsat bu fırsat der ve yanından uzaklaşır. Amacı Harry'nin (Kang Hyeong-Joon bu adı kullanmaktır) yanına gitmektir. İşte o gün, en zor şeyi yapmıştır belki de genç adamımız. Sevdiği kadını cinayet şüphelisi olarak göz altına almak.

Aradaki zaman diliminde incelemeler devam eder. Lee Soo Yeun'un ve Kang Hyeong-Joon'un ifadeleri alınır. Bu süre zarfında da Lee Soo-Yeun'un yaşadığı kesinleşir. Bunu sağlayan ise Han Jung-Woo'nun Lee Soo-Yeun'un moda tasarımını yaptığı iş yerinde duyduğu konuşmalardır. Genç kız, yanındaki kadına Han Jung-Woo'dan bahseder. Bunun ardından ikisi ilk defa öpüşürler ve aralarındaki aşk daha da canlanır. Artık Lee Soo-Yeun'da yaşadığını gizlemiyordur.

i miss you korean drama ile ilgili görsel sonucu

Yapılan incelemeler derinleştikçe ortaya hesaplar çıkar. Banka hesapları. Bu hesaplar gerçek hesap sahibi tarafından işletilmiyordur. Harry ise aklını daha da kaybetmek üzeredir. Lee Soo-Yeun ile Han Jung-Woo arasındaki yakınlaşma çıldırmasına sebep olur. Bu süre zarfında Lee Soo-Yeon'un annesi de kızının yaşadığını öğrenir. 

i miss you korean drama ile ilgili görsel sonucu
Bütün cinayetler, bütün oyunlar, planlar, hepsi Harry'nin isteği üzerine gerçekleşmiştir (Kang Hyeong-Joon). Amacı bacağından yaralanmasına sebep olan adamdan yani Han Jung-Woo'nun babasından intikam almaktır. Lee Soo-Yeun ise bunu biliyordur. Hatta ve hatta bunca yıl Lee Soo-Yeun'un ölü gibi görünmesine o sebep olmuştur.

Lee Soo-Yeon'u kaybedeceğini hissettikçe, daha da çıldırır. Aslında çoktan kaybetmiştir. Genç kız, artık esas ailesi ile birlikte zaman geçirmeye başlar. Harry, yapayalnız kalır.

Dizinin sonundan ve daha da ilerleyişinden bahsetmiyorum. 
Merak edenlerin izlemesi daha iyi olacaktır. Bu anlattıklarıma kabaca bir özet de diyebilirsiniz. Artık ne derseniz. Tercih size kalmış.


Dizi, her halükarda mükemmeldi. Bir kez olsun herhangi bir eksiklikten de yakınmadım. 
Zaten böylesine mükemmel diziler de çok nadir meydana gelir. 

Dizinin dram ağırlıklı olması, çoğunlukla ağlamanıza sebep oluyor. Ben ne kadar ağladım inanın hatırlamıyorum. Şu resimleri, gifleri bile görmek duygulanmama yetiyor. 

Cinayet kurgusu, olayların işleyişleri, birbirleri ile bağlantısı mükemmel bir şekilde sağlanmış. Kopukluk yoktu diyebilirim.

Ben izlediğimden kesinlikle ama kesinlikle pişman olmadım. Zaman kaybı da değil. Eğer ki siz de aşkın gerçek varlığına inanıyorsanız ve birbirini seven kalplerin ayrılsalar dahi gün gelip birbirini bulacağına vakit kaybetmeden izlemeye başlamalısınız.

Dizi için puanım : 5 / 5



Dip | Tanıtım



30 Mart 2018 tarihinde yayınlanacak olan Dip, İstanbul Emniyeti'yle ortak çalışan bir intihar ara bulucusu psikiyatrist olan Sahir ile gizemli bir bilim kadını olan Bilge'nin hikayesini anlatıyor.




İstanbul Emniyet'e bağlı olarak intihar girişiminde bulunan kişileri vazgeçirmekle görevli olan İlker Kaleli'nin canlandırdığı Sahir, bir gün telefonuna gelen bir ihbarla, Neslihan Atagül'ün canlandırdığı Bilge'yi bulur. Hayatı sırlarla dolu, gizemli bir bilim kadını olan Bilge'yle tanıştığı andan itibaren Sahir'in önünde yeni ve tehlikeli bir dünyanın kapıları aralanacaktır. İkilinin eşiğinde olduğu bu kapının ardında her sır, yeni bir sırrı doğurmaktadır. Sahir ve Bilge içine atıldıkları bu büyük savaşta hem birbirlerine destek olacak hem de geçmişten, bugünden ve yarından gelen ve gelecek olan yaralarını birlikte saracaklar.


Dizi: Dip
Oyuncular: İlker Kaleli, Neslihan Atagül Doğulu, Bülent Emin Yarar, Berrak Tüzünataç, Lale Mansur, Defne Kayalar, Olgun Toker, Gün Koper, Gözde Türkpençe, Can Gox
Yapımcı: TMC
Yönetmen: 
Uygar Kutlu
Yapım Yılı: 2018
Süresi: Belli değil.
Tür: Aksiyon - Macera - Polisiye


DİZİNİN FRAGMANLARI




8. Gün | Dizi İncelemesi




Şehnaz, Türkiye'yi korumak için silmiş olduğu programı tekrar yazacak mı? Bahar, annesinin ölümü ile daha yas tutmaya fırsat bulamamışken karşılaşmış olduğu tehlikelerden kendini nasıl koruyacak?




Bahar, zeki, hayat dolu, neşeli bir kızdır. Zenginlik içinde büyümüştür. Kocasıyla birlikte mutlu bir hayatı varken bir gün her şey tersine döner. Agna Şirketi'nde yazılım mühendisi olarak çalışan annesi Şehnaz öldürülmüştür. Bahar güvenli hayatından karanlık bir dünyaya savrulur. Annesini öldürenler, bilmediği bir nedenden dolayı şimdi Bahar'ın peşindedir. Bahar, bir yandan hayatta kalmaya çalışırken bir yandan da annesinin cinayetinin ardındaki sır perdesini aralamaya çalışır. Sürprizlerle dolu bu serüvende yolu ummadığı biriyle kesişir. Eli kanlı bir mafya eskisi olan Hayati'yle işbirliği yapmak zorunda kalır. Bu zorunluluk zamanla ikisininde hiç hesaba katmadığı kuvvetli bir bağa dönüşür. Bu bağ adeta iki farklı dünyanın çarpışması gibidir. Hayati, Bahar sayesinde içindeki temiz duyguları keşfederken Bahar ise kendi karanlık tarafıyla yüzleşir.

Bahar bu yolda kirlenecek, Hayati ise kirli hayatını temize çekecektir. Hayati'yle birlikte çıktığı bu yolda güvendiği birçok insanın maskelerinin düştüğünü görür. Bu süreçte kocasına olan inancını da kaybeden Bahar, aşka kapılarını kapatmıştır. Ama Bahar'ı bu yolda da büyük bir sürpriz beklemektedir. Tüm bu yaşadıklarına rağmen Bahar ve onu bu süreçte hiç yalnız bırakmayan Hayati, amaçlarından asla sapmaz.


Dizi: 8. Gün
Oyuncular: Burcu Biricik, Musa Uzunlar, Buğra Gülsoy, Ceyda Düvenci, Cem Davran, Yiğit Kirazcı ve Hakan Kurtaş
Yapımcı: Ay Yapım
Yönetmen: 
Çağrı Vila Lostuvalı ve Ender Mıhlar
Yapım Yılı: 2018
Süresi: 2 Saat Civarı
Tür: Aile - Dram


DİZİNİN FRAGMANLARI





Dizi İncelemesi

ATV'de yayına başlayan 8. Gün dizisi, Şehnaz isimli karakterin Agna Şirketi'nde tasarlamış olduğu programın hem tehlikesini hem de yararını dile getirmektedir. Normalde bu program ile ülkemizde yer alan jetlerin tamamen kontrolü bizde olacakken içine sızdırılan bir kodlama yüzünden durum tam tersine dönmüştür. 

Şehnaz, bu kodlamanın yarattığı tehlikenin farkına varınca programı silmek ister. Programın silinmesi ile istediklerini elde edemeyen kişiler Şehnaz'ın peşine düşer ve onu kaçırırlar. Programı tekrar yazması için zorlarlar.

Ülkemizi koruyabilmek adına yapılan bir programın bile dış kuvvetleri nasıl rahatsız ettiğinin bir kanıtıydı aslında bu dizi. Jetlerin tamamen kontrolünün bizde olması bazı insanları rahatsız etmiş olmalı ki, hemen devreye girmiş ve programın üzerinde oynayarak bu durumu tam tersine çevirmişlerdir. 

Aslında daha öncesinde yaşanmış olan Aselsan'daki şüpheli intiharların izinden giden bir dizi de diyebiliriz. Ülkemizin milli silah sanayine ne kadar ihtiyaç duyduğu ve milli silah sanayimizi geliştirmeye çalışan, gerçekten bu ülke için hayatını ortaya koyan insanların hikayesi...

Bahar, annesinin ölüm haberini alınca kendisine bırakılan bir takım izleri takip ederek yazılımın peşine düşer. Daha öncesinde öldüğünü düşündüğü babasının karşısına çıkmasıyla ve bu ekibe birden bire dahil olan Ozanla birlikte heyecanın hiç bitmediği olaylar döngüsünde bulur kendini. 

Bu dizi hakkındaki düşüncem dizinin tutacağı ve yeni bölümleri merakla beklenen bir dizi olacağı yönünde. 

Puanım : 6.1

Sonraki bölümlerde bakalım bendeki izlenim nasıl olacak ve puanımda bir değişiklik meydana gelecek mi?

Şahsiyet | Dizi İncelemesi



65 yaşındaki adli katip memurluğundan emekli olan Agah (Haluk Bilginer) ile cinayet büro amirliğindeki tek kadın polis olan Nevra'nın (Cansu Dere) kesişen yolları, heyecan dolu bir hikaye olarak karşımıza çıkacak. Peki, Agâh ve Nevra'nın adım adım birbirlerine yaklaşmaları sadece bir tesadüf mü yoksa büyük bir bulmacanın  eksik bir parçası mı?


Emekli bir adliye memuru olan Agâh Beyoğlu, İstanbul'un en kalabalık ve hareketli semti Beyoğlu'nda yalnız ve münzevi bir yaşam sürdürmektedir. Kızı yurtdışında yaşamakta, eşi ise yıllar önce vefat etmiştir. Agâh'ın bu tekdüze yaşantısı, kendisine konan Alzheimer Başlangıcı teşhisiyle altüst olur. Hastalığından ötürü er geç bütün anılarını unutacaktır.

Bu gerçek karşısında başta bocalasa da Agâh, unutmanın bir fırsat olduğunu fark eder. Yıllardır planladığı ancak sürekli ertelediği bir cinayeti işlemek için bir fırsat! Nasıl olsa işleyeceği bu suçu gelecekte hatırlamayacak, hatırlamayacağı için de vicdan azabı çekmeyecektir. Bunun yanında cinayet büro amirliğindeki tek kadın polis olan Nevra, üzerindeki baskılar yüzünden istifanın eşiğine gelmiştir. Ancak Agâh'ın aldığı cinayet kararı, Nevra'nın hayatını da tamamen değiştirecektir.


Dizi: Şahsiyet
Oyuncular: Haluk Bilginer, Cansu Dere, Metin Akdülger, Şebnem Bozoklu, Hüseyin Avni Danyal, Necip Memili, Müjde Ar
Yapımcı: Ay Yapım
Yönetmen: Onur Saylak
Yapım Yılı: 2018
Süresi: 1 Saat  ile 2 Saat Arasında
Tür: Dram - Polisiye

DİZİNİN FRAGMANLARI






Dizi İncelemesi

Dizi ilk başlarda çok ağır ilerliyor. Sanki polis teşkilatında hiç kadın polis yokmuş da cinayet masasında ilk kadın polis Nevra'ymış gibi bir izlenim bıraktı. İzlemeye devam ettikçe beni sarıp sarmalayan, sürükleyici ve merak uyandıran bir hal aldı.

İlk başlarda Kuzuların Sessizliği filminin senaryosunu sanki araklayıp Jodie Foster'ın canlandırdığı FBI Ajanı Clarice Starling ile özdeşleşen bir yapısı varmış gibi geldi. Dizi hakkındaki bu görüşüm hala da geçerliliğini koruyor. Sonuçta Agah Beyoğlu da Hannibal Lecter gibi kendisine hedefler belirleyen bir seri katili canlandırıyor.

Oyuncu kadrosu ile göz doldurmasına rağmen bende oluşturmuş olduğu Kuzuların Sessizliği ile benzerlik algısı umarım ilerleyen bölümlerde kırılır ve sevdiğim oyuncuların olduğu bu diziyi izlemeye devam ederim.

Bölümler hakkında yorumlarıma gelecek olursam;

Kadınlara zarar vermiş olan insanların dosyalarını biriktiren Agah Bey, dosyalar arasından her bölümde yeni bir kurban seçiyor. Adli Emanet Deposundan çalmış olduğu silahlarla her bölümde yeni bir cinayet işliyor.

Konuların işlenişi, olayın örgüsü sürükleyici ve hoş. Yine de diğer Türk Dizilerinin genelinde olduğu gibi fazla para harcanmadan yapılmış. Çekimlerin daha da iyi yapılması diziyi daha da güçlendirecektir. Belki ilerleyen bölümlerde buna özen gösterirler ve bu dizi de internette bir fenomen olabilir.

İlk üç bölümünü izlemiş olduğum Şahsiyet Dizisi'nin dördüncü bölümünü merakla beklediğim doğrudur. Ama ilk üç bölüm bende sonraki bölümlere de bakıp ondan sonra izleyip izlememeye karar verme isteği uyandırdı.

Şu an için diziye vermiş olduğum puan : 5.8

İlerleyen zamanlarda bakalım ne olur?

24 Mar 2018

Denek 7 | FİLM YORUMU (SPOİLER İÇERİR)



Sam, bilgisayar konusunda oldukça yetenekli bir çocuktur. Okulda pek tanınmasa da bilgisayar konusundaki yeteneği yüzünden küçük dostluklar kuruyordur. İnsanlar onunla tanışıyor işini gördürüyor ve dostluk bitiyordur. Öğrenciler için ufak tefek suçlar işleyen , sınav soruları çalan Sam bu küçük dostluklara pek aldırış etmiyordur. Fakat gizli bir takıntısı vardır. Sınıflarında bulanan bir kıza yıllardır aşıktır. Bu kızın bir gün Sam'e işi düşer ve Sam'in onu sevdiğini düşünüyor ama durum öyle değildir. Kız notlarını düzelttirmek için Sam'i kullanır. Okulun sunucusuna sızan Sam notları değiştirirken yakalanır.Çıkarıldığı konseyde kız Sam'ı satar ve ceza almasına neden olur. Bir rehabilitasyon merkezine gönderilen Sam için artık hayat artık eskisi gibi olmayacaktır.

Sam gözlerini bir metroda açar ve hiç bir şey hatırlamaz. Kısa bir süre sonra başının belada olduğunu anlar. Cebinde bir restoran kartı bulur ve restorana gider. Daha önce geldiği bu restoranın tuvaletinde kendisine yazdığı bir notu bulur ve her şey gün ışıına çıkmaya başlar.


Bir metronun içinde uyanan Sam, oraya nasıl ya da nereden geldiğini hatırlamamaktadır. Yavaş yavaş hafızası yerine geldikçe, olan biteni hatırlamaya başlayıp, nasıl bir tehlikenin içinde olduğunu anlayacaktır… 

Film: Denek 7
Oyuncular:  David KrossEmilia SchüleBen Münchow
Vizyon Tarihi: 20 Ağustos 2015
Süresi: 1 Saat 37 Dakika
Orijinal Adı: Boy 7
Tür: Bilimkurgu - Gerilim - Aksiyon
Puanım: 7



YORUMUM


Film, başından sonuna kadar izleyip de beğendiğim ve sonrasında alacağım filmler listeme eklediklerimden. Sam adındaki gencin konuda da belirttiğim üzere metroda uyanmasını, daha sonra ise hafıza kaybı yaşadığından olan bitenleri hatırlamaya çalışmasını konu alıyor.

Sam, aslında bir hacker. İstediği yerlere erişim yapabiliyor ve öğrencilerden bazıları yıl sonu yaklaştığı için notları düşük olduğundan ondan sisteme girip notlarını değiştirmesini istiyorlar. Sam, bunu yapıyor. Notları değiştiriyor.

Bir gün, Sam'in hoşlandığı kız da bunu ondan istiyor ve genç adam değiştirirken yakalanıyor. Okul kayıtlarına girmek suç olduğundan mahkemede yargılanıyor. Kızın kendisine iftira atması ile cezalandırılarak Konsey X Enstitüsü'ne iki aylık rehabilitasyon yapılması adına gönderiliyor.

Aslında X Enstitüsü aslında bilindiği gibi bir yer değil. İnsanlara yerleştirdikleri çip ile onları diledikleri gibi yönetebiliyorlar, hafızaları ile oynayabiliyorlar. Taa ki Sam'a kadar. Sam'in yüzünde olan başka bir metal parçası, bu durumu engelliyor.

Sam, enstitüdeyken bir cinayeti görüyor ve bu cinayet onun üzerine kalıyor. Cinayet zanlısı olarak aranırken bir şekilde kaçmayı başarıyor. 

X Enstitüsü'nde herkesin bir numarası var. Sam'in numarası ise 7. Onunla birlikte filmde büyük bir bağlantısı olan numara 8 ise (kızımız), Sam kaçtığında bir şekilde onun yanında yer alıyor. Genç adamın tuttuğu günlüğü okuyorlar ve anıları canlandırmaya çalışıyorlar. Sam, en sonunda neler olduğunu hatırlıyor. Kafasındaki çipi çıkarırken kız tarafından kandırıldığını anlaşılıyor ve Sam, yeniden kendini Enstitüde buluyor. 

Genç adam ne yapıyor ediyor ve bir şekilde bilgisayar sistemine sızın da kendisine karşı saldıran kişileri, cinayeti işleyen adama yöneltmeyi başarıyor. Adam vuruluyor ve Sam, elinde bulunan görüntüleri emniyete teslim ediyor. Onun sayesinde Enstitüde dönen bütün pislikler tek tek ortaya çıkıyor ve kapatılan ne kadar genç varsa hepsi serbest kalıyor.

Filmin akıcılığı ve olayların ilerleyişi çok başarılıydı. İzlerken hiç sıkılmadım, hatta çoğu yerde heyecanlanıp da sanki karakterler beni duyacakmış gibi bağırdığımı bile hatırlıyorum.

Filmden bazı gifler. Tarafımca yapılmıştır.


Sam, yardım isterken.


Hafıza kaybından sonra Polisler tarafından çevrilmesi ve kendini görüşü.

Devamını fragmandan izleyelim :)



Bu tarz filmleri sevdiğim için puanım : 5 / 5





23 Mar 2018

Johny Depp - Evrim | Film Yorumu (Spoiler İçerir)




Orijinal adı ”Transcendence” Türkçe’ye ise ”Evrim” olarak çevrilen 2014 yapımı bilim kurgu tarzındaki filmde Johnny Depp, Rebecca Hall, Paul Bettany, Cillian Murphy, Kate Mara ve Morgan Freeman gibi dünya ünlü oyuncular yer almaktadır. 2014 yapımı bu güzel film de Will Caster karakterini Johnny Depp, Evelyn Caster karakterini Rebecca Hall, Max Waters karakterini Paul Bettany, Ajan Buchanan karakterini Cillian Murphy, Bree karakterini Kate Mara, Joseph Tagger karakterini ise Morgan Freeman canlandırmaktadır.

Dr. Will Caster, büyük buluşlar yapmış, şimdilerde ise bir önemli yapay zeka projesini yürüten bir bilimadamıdır ve bu nedenle teknoloji karşıtı birtakım radikal grupların tepkisini çekmektedir. Nihayetinde bu kişilerin istedikleri teknolojik yardımı yapmadığı için bir terörist grubun saldırısına uğrar ve cinayete kurban gider. Kendisi gibi bilim adamı olan eşi Evelyn, Will'in beynini gelişmiş bir süperbilgisayara entegre eder. Will'in bedeni ölmüştür ama beyni eşiyle yeniden iletişime geçer. Dahası Will, bağlı olduğu bilgisayardan internet aracılığı ile tüm dünyayı yaklaşan terörist tehlikeye karşı uyarmaya başlar. Fakat terörist grup Will'in hala hayatta olduğunu fark edince, super-bilgisayarı yok etmek için harekete geçerler...

Film: Evrim
Oyuncular: John Christopher DeppRebecca Maria Hall ve Morgan Freeman
Yapımcı: Kate Cohen
Yönetmen: Wally Pfister
Vizyon Tarihi: 10 Ekim 2014
Süresi: 1 Saat 53 Dakika
Orijinal Adı: 
Transcendence
Tür: Bilimkurgu - Gerilim
Puanım: 6.3 

FİLMİN FRAGMANI



FİLM HAKKINDA YORUMUM


Yapay zekanın oldukça gündemde olduğu şu günlerde uzun zamandır izlemeyi düşündüğüm ama izleyemediğim bir filmdi Evrim. Gerçek anlamda evrim olarak düşündüğümüzde, yapay zekanın insanların yerine geçmesini, hatta ve hatta Tanrı rolünü üstlenmesini çok da olası bulmadım. Bu nedenle de vermiş olduğum puan çok da yüksek olmadı. 

Gelecekte bir gün yapay zekanın tüm hayatımızı etkileyeceği çok olası görünüyor. 2014 yapımı olan Evrim filmi, aslında bu günlerde başlayan yapay zeka furyasının bundan sekiz - on yıl önce temellerinin atılmış olduğunun kanıtı gibi. 

Görsel efektleri ve kalitesiyle hoş bir film olmakla beraber filmin ikinci yarısından itibaren yavaş yavaş filmden soğumaya başlıyorsunuz. Filmin finalinde ise makinaların kendini imha etmesi normalde bilinçli bir yapay zekanın yapmayacağı bir eylem. Ayrıca; sürekli kendini kopyalayarak yağmura, buluta, ağaçlara, toprağa, kısacası organik maddelere girip çoğalması bana çok da gerçekçi gelmedi. 

Film içinde yapay zeka haricinde nanitlere de değinilmiş durumda. Ben nanit teknolojisinin muhtemelen ortaya çıkmasının birkaç yüz yıl daha süreceğini düşünüyorum. Ama bilim adamları dünya dışı varlıklardan yardım alırlarsa çok da uzak olmayan bir gelecekte nanitleri hayatımız içerisinde görebiliriz. 

Oyunculara gelirsek eğer Johny Depp, Morgan Freeman ve Rebecca Hall'in üstün bir performans sergilediği çok da söylenemez. Aksiyon, macera tarzında bir film değil. İçerisinde aksiyonu bol sahnelerin daha da köpürtülerek yaşanması gerekirken sönük kalmış.  Yönetmeninden mi yoksa yapımcısından mı kaynaklanıyor bilmiyorum ama gerçek anlamda film çok güzel sahnelere gebeyken bir çok sahneyi hızlı geçmişler. 

İzlemenizi tavsiye edip etmemem konusundaki görüşümü merak ediyorsanız eğer, tabii ki izlemenizi öneririm. Sıkılmayacağınız, harcadığınız zamana değecek bir film.